Benim Hikayem

Hiç tanımadığınız birine dair içinizde uyanan o tuhaf merakın son noktasındasınız...

Salı, Haziran 14, 2005

Amor Fati*

Amor Fati...Öyle sev ki yaşamın ne kadar senin imgelemindeki akışına karşı kürek çekerse çeksin umursama!O kadar sev ki "başına geleni kabul et"; edemiyorsan da "saldır kendine"...Acının içine tüm bedeninle gömülene kadar kahret hatta...Her gün..hatta her an..hatta her saniye aldığın kararları bir türlü uygulayamamanın ağırlığı binsin kendini taşıyamayan omuzlarına...Ve öyle yan ki sonunda kaderini gerçekten sevesin...
* Lat. : Kaderini Sev

Bu bile öyle kaderci bir yorum ki aslında...Kader mi yaşamdan yaşam mı kaderden çıkar acaba?

12 Bidilar:

At 6/14/2005, Blogger :..: said...

İyi bir soru.

 
At 6/14/2005, Blogger Wanna Run said...

Kaderci misindir la panse?

 
At 6/14/2005, Blogger :..: said...

Kaderci nedir wanna run? Üzerinde konuştuğumuz kavramlardan ne anladığını bilirsem daha rahat cevap veririm.

 
At 6/15/2005, Blogger Wanna Run said...

Geleni olduğu gibi- öyle olması gerektiği için olduğuna inanarak- kızmadan,,severek kabul eder misin? Ya da bazen birşeyleri değiştirmeye çalışmayıp "akışına" bırakır mısın?Yani yaşamın kader denen kabullenişten mi yoksa direnişten mi ibaret?Az çok bu işte...

 
At 6/16/2005, Blogger :..: said...

Geleni olduğu gibi- öyle olması gerektiği için olduğuna inanarak- kızmadan, severek kabul eder misin?

Kızmadan, severek kabul edebilmeyi isterdim. Kendi başıma gelen olaylar ilk aşamada "neden ben" sorusunu sordurtur bana ama zaman içerisinde iyi ki de böyle olmuş deyip kabullendiğim olay sayıca çoktur. İnandığımsa "kader" diye bir şey olduğudur.

Ya da bazen birşeyleri değiştirmeye çalışmayıp "akışına" bırakır mısın?

Elimden bir şey gelmediğini gördüğümde akışına bırakırım..Zaman en iyi ilaç diyen boşuna dememiştir, buna inanıyorum. Düşünmekten kafam patlama aşamasına çok geldi, bunun son noktası benim için zamana bırakmak oldu. Başka çözüm yoktu çünkü.. Kimi zaman ne konuşarak çözebilirsin hayatındaki olayları, ne de elinden yapacak bir şey gelir.

Nihayetinde kader dediğin kabulleniş mi direniş mi sorusu tek seferde cevaplanacak bir soru olmayıp hayata dair müthiş bir sorgudur derim. Belki üzerinde düşüne düşüne bir cevaba ulaşırız.

 
At 6/16/2005, Blogger Wanna Run said...

Yorumuna bakarak "kendi gözümden" benden daha kaderci olduğunu söyleyebilirim...Tabii bu, yani kadercilik bize fayda mı sağlar yoksa daha mı yorar onu bilemiyorum.Biz kabullenemeyenler kadere teslim olmayı başarabilir miyiz acaba?
Ve bu "hayata dair müthiş sorgu" olarak adlandırdığın sorguyu tartışmaya açan "bizler" sence yine bildiklerini yaşayamayanlar olduğumuzu kanıtlamadık mı böylece?

 
At 6/16/2005, Blogger :..: said...

Kanıtladık yine yeniden.. Ne kadar samimiyiz yalnız ne kadar oyunsuz. Bir önceki mesajda konuştuklarımızı bir sonrakinde tekrarlayacak kadar çocuk masumiyetinde bir doğallığımız var, bu güzel işte. Oldun mu dürüst olacaksın, çözemediğin bütün sorulara rağmen. Korkmadan, ürkmeden açmazsan kendini kendine hiçbir yere ulaşamazsın..

ve kader..bilmiyorum. bildiklerimi yazdım, o kadarından sonrasını bilmiyorum. Tek bildiğim bu hayatı tek başıma götürmüyorum, kuvvetsiz kalabiliyorum.. Bazen ufacık bir şüpheye yenilebiliyorum. İnsan olarak herşeye direnerek çözüme ulaşamıyorum. Bazı şeyler direnmeden geçiyor elime, bazıları içinse ne kadar didinirsem didineyim boş oluyor. İlla ki kader var, buna inanıyorum.

 
At 6/17/2005, Blogger Wanna Run said...

Oldun mu dürüst olacaksın, çözemediğin bütün sorulara rağmen. Korkmadan, ürkmeden açmazsan kendini kendine hiçbir yere ulaşamazsın..

Ne güzel dillendirmişsin. Çoğu zaman "her açışımız" kendimizi sivri uçlu bir bıçak gibi saplansa da göğsümüze yakınımızdakiler tarafından...ürkmeden, risk almadan olmuyor hayat. Tatmin etmiyor.B
Bana gelice...sık sık "kaderciliğe" sığınasım geliyor.Hatta öyle sığınayım ki "amor fati" çıksın dudaklarımdan diyorum .Ama şu içimde direnen küçük "züppe" var ya..bırakmıyor. Sorguluyorum, sorguluyorum..usanıyorum. Etrafıma baktığımda kimse kalmamışsa eğer yine tek bulduğum insana, kendime, saldırıyorum...

 
At 6/17/2005, Blogger :..: said...

Risk almadan olmuyor, kesinlikle.. Kendine dair açtığın her yeni kapı da o müthiş kale için birer gedik ama etrafına bakıp da hiçbir duygusunu açıkça söyleyemeyen korkakları gördüğün zaman ben bunlar gibi olmamalıyım diyorsun. Kendini bilmenin yolu kendine dair cesur olabilmekten geçer bence, iyi yönünle de kötü yönünle de..

Aramakla bulunmaz ama bulanlar arayanlardır diye bir laf vardır, bütün sorguların sonucu kafanı duvarlara vurmak olsa dahi bu arama serüvenine katılmadığın sürece de bir şey bulamayacağın kesin.

 
At 6/18/2005, Blogger Wanna Run said...

Hesap sorabilme özgürlüğü güzel bence...Korkmadan, istediğini istediğin kişiye söyleyebilme özgürlüğü.Susarak kendi doğama aykırı davranamam ki zaten. Ama kaderi sorgularken bak nereye geldik! Kader biraz da "sorgusuz" kabul etmektir derler ama...

 
At 6/18/2005, Blogger :..: said...

Kaderi sorguluyoruz diye düşünmemiştim ben, kadere yaklaşımımızı sorguluyoruzdu tavrım. Kaldı ki bütün sorgulamalarla bir yere ulaşacağımız iddiası da zayıftır. Bazı sorgular cevapsızdır şimdilik veyahut da hep çözümsüz kalacaktır.

Kader "sorgusuz" kabul etmek, evet. Doğru demişler bence de..

 
At 6/18/2005, Blogger Wanna Run said...

Demek ben "kadere yaklaşımımı" değil "kaderimi" sorguluyormuşum aslında. Bilincimin gizli eli neler yazdırmış bak bana!...

 

Yorum Gönder

<< Home