Kaskların birlikteliği

kaskların birlikteliği...

Yine yağmur var...Bu akşam motosikletle gezecektik oysa! Ne zaman yaz gelecek? Sinir bozucu olmaya başladı artık bu "parçalı bulutluluk" hali!
Bir derdin oluyor
Sonra içinden çıkamıyorsun işin
Bıraksan gidecek oysa,
Direniyor zalim zihnin...
Şu zihnimizi yenmeyi öğrenebilsek dünyada acı kalmazdı belki de...Kitap okumam lazım. Zihnimi kontrol edebilmek için kontrol edebilenlerin öykülerini hazmetmem lazım...Tabii bu durumun bir ilüzyon olmadığı da tartışılır!...
Bu arada; biletleri aldım!:) Tatile gidiyoruz. N'olur hava düzelsin yaaa n'olur!
13 Bidilar:
Kitap okumam lazım. Zihnimi kontrol edebilmek için kontrol edebilenlerin öykülerini hazmetmem lazım...
Çok güzel bir yorum.
Teşekkür ederim la panse...Keşke bu yorumum teoride olduğu gibi pratikte de hayata geçebilse...
Pratikte bende de"sıfıra sıfır elde var sıfır" eşitliği yaşandığı için aynı durumdayım senle. Ancak hakikaten yerinde bir yorumdu. Kitap okumayı bu şekilde değerlendirmemiştim hiç.
Sanırım kitap okuyabilmek için bile süküneti bulamadığım şu günlerde benim de yazabileceğim en anlamlı yorumdu bu...İronik ama gerçek...
Bir şeyi zıddıyla anladığımız söylenir ya hep. O yüzden bu ironi şaşırtıcı değil. Güllük gülistanlık kitap okuyan birinden bu kadar dokunan bir yorum beklemek hata olurdu..Bu yorumu bu kadar beğenen birinden de şu aralar kitap okumayı başarabildiğini beklemek de aynı hata nev'indendi. Kaybedilen sükunetin her iki semte de uğraması temennisiyle..
Şundan korkuyorum: Ya o kaybedilen sükünet kapıyı çaldığında kafamdaki bunca gürültü arasında duyamazsam onu?Zihnin susmadıkça ne gerçekten "okuyabiliyor" ne de gerçekten "uyuyabiliyorsun"...Bu medeniyetler yıkabilecek denli güçlü silahı, şu bir türlü alt edemediğim zihnimi, ne yapsam?Nerelere gitsem?...
Zihninden de kaçamazsın ki..Kendimden kaçabilir miyim sorusuyla eşdeğer bir soru "nerelere gitsem". Ben de bilmiyorum nerelere gideceğimi ya da nerelere gidilebileceğini..
Sükunet kapıyı çaldığında duymayı umut ediyoruz. Zira bir de açılmayan kapıdan yüz geri etmesine dayanamam...
Bazen kimseyi bilmediğim ve kimsenin beni bilmediği bir yerde gözümü açmak istiyorum. Ama ya geride bırakacaklarım???
Sen de geridekileri düşünüyorsun benim gibi. ve yine dönüyoruz engelleri görmeden hayali engeller yüzünden yola çıkamamaya.. aslında hâlimiz çok açık. ve nerden geldi aklıma bilmiyorum: Cemil Meriç "yalnızlık yalnız kalamamaktir" der, sanki biraz da bize sesleniyor.
Aslında benim "geride bırakacaklarım" olarak adlandırdıklarım çoğu zaman kişiler değil. Ruhumun "tamamlayıcısını", kocamı almadan gidebileceğim bir yer yok bile düşümde...Aile,arkadaşlar...biraz daha küçülüyorlar gözümde onunla kıyaslandığında.Ancak ben daha çok "maddeleri" düşünüyorum.Evet maddeleri...Şu mekanları...Zamanında kıkır kıkır gülebildiğim mekanları, ilk kez kendi ellerimle döşediğim evimi, eşyalarımı, gelecek hayalleri kurduğum çalışma odamı düşünyorum mesela. Mekan maddi boyutu tabii...Bir de geride bırakmak zorunda kaldığım eski BEN var. Sanki birisi bana bir hastalığım olduğunu söylemiş de ömür boyu buna mahkum olduğumu bildiğim için karalar bağlamışım gibi.Ömrümün "hiç istemeyeceğim" şekilde geçip gideceğini bilmek gibi...Yalnızlıkta bile zihnimi susturamayacağımı bilmek gibi...
Dün kızılaydaydım. Yürürken geçen yıl bir arkadaşımla sık sık gittiğim, ne güzel günler geçirdiğim bir mekânın kapandığını gördüm ve bu yorumun benim için o kadar manidar ki şimdi, şimdi ki yitmiş gitmiş arkadaşlığımı düşündüğüm ân. O mekanı nasıl anlamlandırdığımızı ve orada kalan BEN'i düşünüyorum ben de.. Kapılarına kilit de vurmuşlar..
Gitmek kendine de kilit vurmak demekse ya?İşte bundan korkuyoruz bence ikimiz de...
Evet, tam olarak dediğin gibi. Görmediğimiz halde orda bir yerlerde olduğunu bildiğimiz engellerimizin önde gideni: Gitmek kendine de kilit vurmak demekse ya?
Gitmeden bilemeyeceğimizi de hatırlatayım mı? Bir de gitmek zamanı gelmeden yola çıkılamıyor. "Zihinsel engelleri" bitirdiğimiz ân gideceğiz belki de.
Yorum Gönder
<< Home