Yüzüne yüzüne çarpan rüzgar, mükemmel bir duygu. Hızla giden arabanın camı kadar yaklaşabildim ben. Sense bu motor merakıyla zannediyorum ki bir bütün olarak yaşıyorsun rüzgarı..
Nefret geldiği yere döner mi acaba la panse? Diner mi ben izin vermedikçe? Bundan korkuyorum ya zaten ben de...Bir türlü "bırak gitsin" diyememekten...Öfkeyi öyle büyük bir şefkatle besliyorum ki derinlerimde...Gider mi sence?
Sen izin vermedikçe gitmez, gariptir sen izin vermedikçe de gelmez zaten. Rüzgarı sonuna kadar hissetmek istiyorsan git diyeceksin nefrete ve öfkeye.. Hem o hem bu hem de şu hâlini yaşayabilseydik bu kadar sorunumuz olmazdı kendimizle, virüs gibi bir ara form tutturur yaşar giderdik..Yaşayamadığımıza göre?..
Nefret en ilkel "dürtülerden biri aslında. İnsanı esir alan, o "hiçbir bilgi ile dolmamış" olan en boş haline götüren. Gördüklerini, kararlarını, bildiklerini unutturan... Şunu soruyorum kendime: Kendime bu kadar yatırım yaptıktan sonra neden benliğimin o ilkel yanının çıkıp gelmesine izin veriyorum?
Gerçekten "çevremdekiler" mi güçlendiriyor bu dürtüyü yoksa kendimden bile sakladığım nedenlerim mi var nefreti çağıran?
9 Bidilar:
Yüzüne yüzüne çarpan rüzgar, mükemmel bir duygu. Hızla giden arabanın camı kadar yaklaşabildim ben. Sense bu motor merakıyla zannediyorum ki bir bütün olarak yaşıyorsun rüzgarı..
Trafiğe, nefretime ve içimdeki acıya rağmen o rüzgarı derimde sonuna dek hissediyorum...
Ne mutlu sana.. Güzel olduğunu tahmin edebiliyorum.
Ah la panse...Nefrete rağmen dedim ama...ı ıh...Nefrete rağmen o kadar güzel olmuyor aslında.N'apıcam bilmiyorum...
Nefret her şeye acı tadını karıştırmış o halde... O yok olmadan hiçbir şey tatlanmayacak.
Nefret geldiği yere döner mi acaba la panse? Diner mi ben izin vermedikçe? Bundan korkuyorum ya zaten ben de...Bir türlü "bırak gitsin" diyememekten...Öfkeyi öyle büyük bir şefkatle besliyorum ki derinlerimde...Gider mi sence?
Sen izin vermedikçe gitmez, gariptir sen izin vermedikçe de gelmez zaten. Rüzgarı sonuna kadar hissetmek istiyorsan git diyeceksin nefrete ve öfkeye.. Hem o hem bu hem de şu hâlini yaşayabilseydik bu kadar sorunumuz olmazdı kendimizle, virüs gibi bir ara form tutturur yaşar giderdik..Yaşayamadığımıza göre?..
Nefret en ilkel "dürtülerden biri aslında. İnsanı esir alan, o "hiçbir bilgi ile dolmamış" olan en boş haline götüren. Gördüklerini, kararlarını, bildiklerini unutturan...
Şunu soruyorum kendime: Kendime bu kadar yatırım yaptıktan sonra neden benliğimin o ilkel yanının çıkıp gelmesine izin veriyorum?
Gerçekten "çevremdekiler" mi güçlendiriyor bu dürtüyü yoksa kendimden bile sakladığım nedenlerim mi var nefreti çağıran?
Çok güzel bir noktaya getirmişsin:
Kendime bu kadar yatırım yaptıktan sonra neden benliğimin o ilkel yanının çıkıp gelmesine izin veriyorum?
Belki de ilk insandan beri sorulagelmiş bir sorudur bu ne dersin?
Yorum Gönder
<< Home