Benim Hikayem

Hiç tanımadığınız birine dair içinizde uyanan o tuhaf merakın son noktasındasınız...

Cumartesi, Temmuz 23, 2005

Bir piknik anısı...


Bugün dedik ki kalkıp pikniğe gidelim. Üstelik motorla gidelim ki dönüşte cehenneme dönen trafiğe de girmemiş olalım...Eh motorun bagajını doldurduk...(Bu noktada bagajın bir resmini koymak isterdim aslında. Böylece mucizevi eşya sıkıştırma yöntemimiz hakkında sizi biraz olsun fikir sahibi yapabilirdim ama maalesef dönüşte çok yorgundum resim çekmek aklıma bile gelmedi)Neyse çocuklar gibi şen vardık Kumburgaz'daki piknik yerine. Çok yedik ya. Kendimizi yitirdik yani. Klasik piknik şişkinliğinin ardından yakında bulunan bir akrabamızı ziyaret edelim dedik. Ama yolda sevgili motorumuz, ailemizin en junior üyesi başladı bize kazık atmaya...Gaz veriyoruz almıyor!I ıhh...Gitmiyor. Yani gidiyor da 50-60 arası bişiyle gidiyor. Yani oradan yola çıktıktan sonra eve kadar 60 km yolu nasıl geldik bir biz biliriz. Kocam Pazartesi hain junior'ı servise götürecek. İlgi istiyor köftehor belli ki!:) Neyse yine de güzel bir gündü. Özellikle millet TEM'de gişelerde beklerken motorla yandan vınnnn diye en öne gidip arabanın birinden kibarca izin isteyip arkada 50 arabayı beklerken bırakmak süperrdiii....Motorun faydaları ders no:1 :)Yolda en güzel manzaralardan biri de ayçiçeği tarlalarıydı. Koca bir tarla dolusu sarı kafalı çiçek düşünün ki hepsi güneşe dönsünler yüzlerini ve akşam yine ip gibi hepsi boyunları eğik güneşi beklemeye başlasınlar...Bayılırım ayçiçeklerine...Nasıl bir örnek, nasıl sarı, nasıl bilmiş çiçektir onlar...İşte böyle güzel ve yorucu bir gündü...Anlatacak daha çok şey vardı ama bilgisayarımın kasası kısa devre yaptığı için bir başka PC kullanmaya başladım. Klavyesine alışamadım henüz. Ayrıca siteme eklediğim ankete sadece bir kez oy verilmiş...Bıh...Sanırım fazla ziyaretçim olmadığından ya da herkes iş yerindeki tiplerden memnun olduğundan:) Bilemiyorum...Yorgunum kendime çekiliyorum...

8 Bidilar:

At 7/23/2005, Blogger :..: said...

Ankete ben oy verecektim ama bir işyerim yok ki:) en fazla stajyer olmayı tadabilen bir insan olduğum için yorum yapamadım maalesef. Bu arada güzel bir gün geçirmişsin ne mutlu sana.. Ankara bugün yandı yandı yandı, nerdeyse sıcaktan kendini yokedecekti desem abartmış olmam.

 
At 7/23/2005, Blogger Erol said...

Ben bir scooter alsam diyorum.
125cc nin altındaki Scooterların kullanımı için A2 ehliyete de ihtiyaç yokmuş.

Ne yapsam alsammı ki acaba?
Konunun ehline yani Wanna Run'a soralım.

 
At 7/24/2005, Blogger Wanna Run said...

la panse...Gerekli özrü/açıklamayı bir önceki başlığın altında yaptım. Az daha zorla oy kullandırtıyordum size:)Yine de nezaketin için teşekkürler.
Bu arada sıcak mıcak bilemiyorum ama Ankara'dan İstanbul'a taşınan abim sürekli vızıldanıyor "Ankara da Ankara" diye...:)Biz de onu sussun diye Amerika'ya tatile yolladık. Dönünce bir daha buradaki hiçbir şehri beğenceğini sanmam:)

Ve Erol...
Aslında o dediğin durum TBMM'de hala taslak metin halinde. AB uyum yasalarına uydurmaya çalışırlarsa kanun çıkmayabilir. Zira Avrupa'da neredeyse bisiklet kullanmak için bile ehliyet istiyor adamlar.Ama diyelim oldu...O zaman bir scooter almanı şiddetle tavsiye ederim. Ancak yaptığım araştırmalar bizim gibi "yemeğe düşkün" iki yetişkini 125 CC'lik bir motorun pek mutlu taşımayacağını işaret edince biz bir Maxi Scooter tercih ettik. Gerçi o da 150 CC. Ama bir japon! Suzuki Burgman:) Yakışıklı bişi:)Resmini koyarım hatta bugün fırsatım olursa bloguma. Bence şu stajyer sürücülük yasası çıkmadan eğer maddi durumun elveriyorsa bir A2 ehliyet al. Çünkü 125'lik de kullansan 1 ay sonra yetmediğine kanaat getirip CC artırmak isteyeceksin emin ol. Bir de şehir trafiğinde bazen istemesen de gazlamak ve seni sıkıştıran arabalardan kurtulmak durumunda kalacaksın. O durumlarda ne kadar büyük CC ve ne kadar atak motor, o kadar yaşamı uzatma şansı diyorum ben sana:)
Yine birşeyler takılırsa kafana "konunun çok ehli" olmasam da yardımcı olurum tabii:)Birilerini daha motor manyağı yaparsam ne mutlu bana:)Bırnn bırrrrrrnnnnnn:)

 
At 7/24/2005, Blogger Erol said...

Teşekkur ederim Wanna Run.

Oto alma fikri vardı fakat seninde bahsettigin gibi, o trafikte kenardan, köşeden, aradan "vınn"layarak bir an önce ulaşmak ve serinlemek istiyorum. Biliyorum ki o anlar cok mutluluk verici, 17-20 yaş arası bilimum deneyimlerimiz oldu.. -off ne güzeldi yahu :)- Şimdi birden esiver di bana. Al bir 125cc bas işe dön eve, bas git gecenin bi yarısı üşendiğin yerlere. Bas ta bas.. (Yazdıkça canım çekiyor, bitireyim.) 125 cc yetmeyecek bunu şimdiden biliyorum, insan oğlunun gözünü toprak doyurur misali..
Sloganım;
" ayağımı yerden kessin yeter " :)

Ey, Ehl-i insan sorular oluştukça, soracağım.. Şimdilik izninle :)ve tekrar teşekkür.

 
At 7/24/2005, Blogger Wanna Run said...

Peki:)

 
At 7/25/2005, Blogger jonquille said...

ben de adapazarı, izmit taraflarındaydım. tüm ısrarlarıma rağmen, ayçiçek tarlalarının resmini çekmem için durmadılar. burda görünce sevindim birden :)

 
At 7/25/2005, Blogger Erol said...

Bugün en çok neye güldüm?
"Bırnn bırrrrrrnnnnnn:)"

 
At 7/26/2005, Blogger Wanna Run said...

jonquille, bende de hala kendi çektiğim bir ayçiçeği tarlası resmi yok. Ama en kısa zamanda kendi resimlerimi çekmek istiyorum. Tekirim anlam veremiyor bu ayçiçeği sevgime ama ben karakterli bir çiçek olarak görüyorum ayçiçeklerini napıyim?:)

 

Yorum Gönder

<< Home