Bir dönüşün anatomisi...

Dönüyor. Tekirim dönüyor. Akşam otogardan alıcam onu. İki gündür uğramadığım evimize gideceğiz. Onunla konuşucam, konuşucam, konuşucam...Eğer bayılmazsa biraz daha konuşucam. "Şunu yaptım tekir, bunu yaptım tekir, o 'şöyle' dedi, ben 'böyle' dedim tekir" diye anlatıcam. O da dinliycek. Gamzesi belirginleşecek. Benim konuşma arasına serpiştirdiğim "cozurt diye girdi araya", "höngürt diye atladım" gibi efektlere gülerken daha da güzel gözükcek:) Tekirim gelecek.
...
Tik tak tik tak
...
Geçmiyor zaman! Gel akşam, gel:)
Not: Resimdeki tekir, temsili bir tekirdir (üstelik biraz da kırma bir tekirdir tüylerinden anlaşılacağı üzere:) )
7 Bidilar:
Mutluluklar efe'm mutluluklar..
Hani şu çok konuşulan fakat otogar da rastlanılacak kadar küçük görünüpte, kocaman olanlardan..
Teşekkürler efe'm teşekkürler:) Tüm blog camiasına (cümlemize) inşallah:) Saat 17.23...Heyoooo:)
Saat 19:36 herhalde otogara doğru çoktan yola çıkmışsındır:)
Gözün aydın :) Ama ama benim kedi resmi görünce bile korkudan tansiyonum yükseliyor.
Sevgili blog okuyucuları, tekir döndü. İstanbul O'nu ani bastıran yaz yağmuruyla karşıladı. Ama yine de onu beklemek, onu karşılamak çok güzeldi.
Bütün bekleyenlerin kavuşması dileğimle;)Teşekkürler...
(Program kapanış anonsu gibi mi oldu ne?:))
(Program kapanış anonsu gibi mi oldu ne?:))
işsel vaka :)
İşsel yanılsama da denilebilir o zaman:)
Yorum Gönder
<< Home