Benim Hikayem

Hiç tanımadığınız birine dair içinizde uyanan o tuhaf merakın son noktasındasınız...

Çarşamba, Ağustos 10, 2005

Kanatlanmak...


Bazı alıntılarla günü geçiştirdiğim ve kolaya kaçtığım düşünülmesin (A ha! Endişe ile başladı yazı!Başkaları ne düşünür endişesiyle!). Bazen haber yoğunluğu olmadığında internette son hız sörf yapıp bugüne kadar görmediklerimi ya da okumadıklarımı hazmetmeye çalışırım. Nietzche'ye Alman edebiyatı dersleri aldığım günlerde kafayı takmıştım. Bir de Nietzche manyağı hocamız vardı. Adam içmiş Nietzche'yi adeta!:) Çok güzel yorumlardı aforizmalarını. Daha sonraları o aforizma yorumlaruyla pek çok sınıf arkadaşımızı "pek bir" etklediğini öğrenmiştik dedikodu alemlerinde. Hızlı bir Nietzche'ciymiş anlayacağınız!:) Neyse, bugün de yine aforizmalara uzandım. Bir iki şey var. İçimi rahatlattılar görünce. Biraz anlam kattılar yani düşüncelerime. Mesela şu:

Ne denli yükselirsek, uçmayı bilmeyenlere o denli küçük görünürüz.

Bu iş yerinde sık sık karşılaştığım "selam almayan dangalakları ve işimi zorlaştırmak için bin dereden su getiren tipleri" açıklar sanırım... Tabii bu durumda benim kendini beğenmiş bir salak gibi durup dururken yükseldiğimi (yani onlardan bir gömlek üstün olduğumu) varsaymam gerekiyor. Bir düşünüyorum:

-Hmm..Ben X işini 5 dakikada yaparken şu kişi 45 dakika debeleniyor. Ben haberi yazıp, okuyup, biçimlendirirken bu kişi birilerinin haber yazıp eline tutuşturmasını bekliyor, ben canlı yayında iyi bir iş çıkardığımda (hcalarım aradığında mesela yayından sonra) şu kişi "Aman canım, gereksiz bir yayındı zaten" diye yorumda bulunuyor...Hmmmm...Anlaşılan o ki:

Yükseliyorum! (Mecazi anlamda pek pek tabii:) )

Ve son nokta yine Nietzche üstaddan:

Uçurumları sevenin kanatları olmalı.

Not: Tablo "Fall of ikarus" adlı muhteşem öykülü bir eserdir. Keşke bir gün bir hocamın ağzından dinlediğim gibi size anlatabilseydim. Kısaca: Balmumundan kanatlarıyla hep daha yükseğe çıkmaya çalışan bir çocuğu anlatır. Babasının "çok yükselme" uyarısına aldırmayan İkarus, güneşe o kadar yaklaşır ki kanatları erir. Tablo İkarus'un aşağıda uzanan nehre düşüşünü anlatır. Ve bu öyküde -siz tahmin edin- kimbilir ne mesajlar barındırır;)

5 Bidilar:

At 8/10/2005, Blogger Erol said...

...
Sonra dedım ki söz ver kendine
Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan düşmeyi de bileceksin
...
|f. nietzsche|

 
At 8/10/2005, Blogger Wanna Run said...

Uçmayı seviyorsan düşmeyi de bileceksin

Bu bölümü yazımı çok güzel tamamlamış:)Teşekkürler;)

 
At 8/10/2005, Blogger Erol said...

reca efen'im reca.. her daim haaazır ve naaazırız ;)

 
At 8/10/2005, Blogger Erol said...

Balmumundan kanatlarıyla hep daha yükseğe çıkmaya çalışan bir çocuğu anlatır. Babasının "çok yükselme" uyarısına aldırmayan İkarus, güneşe o kadar yaklaşır ki kanatları erir.

Şahika Egeli'nin "kanatları arayan kadın" kitabın da geçiyor bu mitologya ezintisi :)

Babasının uyarısına aldırmayan oğul, uçmanın verdiği o haz ve aldığı o özgürlükle havası ile kanatlarını hızlı cırparak Güneşe o kadar yakınlaşıyor ki, kanatlarını bedeninde tutan balmumu eriyor ve oğul kanatsız kalıp düşüyor.

 
At 8/11/2005, Blogger Wanna Run said...

Duygu,
bir amaca hizmet edebildiysem ne mutlu bana:)

Ve Erol,
İşte bu öykü! Bir de onu bahsettiğim hocanın ağzından dönemin şartları, felsefi altyapısı, vs. bağlamında dinleseydin...Muhteşemdi. Öykü başlı başına güzel ama.

 

Yorum Gönder

<< Home