Koşuştur-ma (!)
Kendimi sürekli koşarken buluyorum bu aralar. Yani kavram olarak koşarken tabii yoksa utanmasam tuvalete bile araba ile gideceğim, ayrı bir tembellik hali de hasıl yani üstüme! Ama sürekli yetişmeye çalışıyorum. İşe, sponsorluk maillerine, telefon trafiğine, eve, CNBC-E'nin programına, arkadaş-abi toplantılarına, bilgisayarn sorunlarına...vs. vs. Geçen gün abim "Koşuşturmayacağım artık. Sakin yaşayacağım. Dinginliğe ulaşacağım" diye atıp tutuyordu. "Hadi canım" dedim ben de. Kolay mı o dinginliği sağlamak, bir yandan da hep "daha iyi", "daha paralı", "daha mutlu" olmak içni çalışmak!!! Kolay değil, ama yapılmalı. Yoksa erken yaşlanıp ölüp gideceğim. İş konusunda bir gün güzel birşey oluyor, bir gün kimseden ses çıkmıyor. Bugün güzel haberler almayı bekliyorduk...ama söz konusu laçka kişiye verdiği telefondan ulaşamıyoruz! N'olcak bilmiyorum, artık düşünmek bile istemiyorum. Tek bildiğim çok bunaldığım ve ince bir çizginin üstünde ya ileri gidip biraz toparlanmayı ya da geriye doğru dengemi kaybedip düşmeyi beklediğim!Bakalım n'olcak...Merak edenlere, işte son durum bundan ibaret...Yani yine koca bir HİÇBİRŞEYden...
2 Bidilar:
Evet...en nefret ettiğim şeydir belki de belirsizlik. O yüzden de gelir hep beni bulur:) Neyse, son ana kadar umudumuzu yitirmiyoruz:) Bakalım yarın neler olacak. Kendimi ne çok şeyden korumam lazım aslında. Hatta öncelikle kendimden;)
Koşuşturma bir yaşam biçimi o yüzden kolay kolay hayatından çıkartamıyor insan...
Ben severim belirsizliği çünkü her belirsizlik yeni seçenekler demektir ve belirsizlikten doğacak seçim hakkını, hiçbirşey seçememeye tercih ederim... ;)
Yorum Gönder
<< Home