Benim Hikayem

Hiç tanımadığınız birine dair içinizde uyanan o tuhaf merakın son noktasındasınız...

Cumartesi, Aralık 17, 2005

Çile bülbülüm...

Anlam veremdiğim bir iş yerinde çalışıyorum. Mesela haftasonlarına bakalım. Geliyorsunuz. 13.00 bültenine birşeyler yetiştirmek için kafanızı toplamaya, haberi birkaç kaynaktan doğrulamaya ve ardından yazmaya çalışırken kimin olduğunu bile bilmediğiniz 7-8 yaşlarında, aptal görünümlü çocuklar "tapa tapa tapa" sesleri çıkararak haber merkezinin göbeğinde koşuyorlar. Daha önce montaj setinde iken arkamdaki koridorda muhabirlerin futbol oynamaya çalıştıklarını gören birisi olarak bu beni şaşırtmıyor aslında. Artık böyle şeyleri tuhaf karşılamak tuhaflık olur! Ama kızıyorsun tabii. Hişşşt, pişşşt diyorsun ama ebeveynelerinin kulaklarına değmiyor bu nidaların tabii. Ve burayı bir kurum olarak adlandırıyorlar. Burada insanların huzurlu olmasını, ellerinden gelenin en iyisini yapmalarını ve "almadan vermelerini" bekliyorsun. Bekliyorlar yani...Onlar canım... Onlar işte, yöneticiler. Hiçbir yetenekleri olmadığı halde şirket patronunun memleketlisi, yavuklusu ya da yaltakçısı olduğu için üst kattaki cilalı masalara oturtulanlar. Çalışanlara sözler verip verip, ardından da "Ne yani bu sözleri tutmamı mı bekliyordun?" imasıyla boş boş kırmızı suratlarını sana izletenler. Adam kayırıcı, cahil, yeteneksiz adamlar.
Tamam, sanırım kızgın olduğum anlaşılmıştır. Saklamamak için elimden geleni yaptım zaten. Tek tatmin alanı bu çünkü. Şu anda burada çile doldurmak zorunda olduğum için kimseye birşey söyleyemiyorum. Arada dişlerimi gösteriyorum ama sonra yine kendime dönüyorum. Uzak olmanın mutluluk olduğuna inananlardanım. Tamam kabul ediyorum, insanlara da pek güvenmiyorum.
Çevreme sürekli "öğrenilmiş çaresizlik sendromu var sende. Silkelen de bak kendine. Herşeyin sapasağlam. Hayat önünde uzanıyor. Uzan ve tut o göremediğim ama gözüne girmeye çalışan fırsatları" diye fetvalar versem de kendim bunları uygulayamıyorum. Kendime baktığımda hiçbir şey düzelmeyecek ve ben hiçbir zaman nefret etmediğim bir iş yerinde işe yarar bir iş yapmayacakmışım gibi geliyor. Yarın bir başka kanal için başka bir iş yapacağım. Tek günlüğüne... Biraz uzaklaşıp, yine buraya döneceğim. Herşeyin başladığı ve günlerin bir türlü geçmediği yere. Ve yine lanet edeceğim yurtdışında muadillerim yılda 150 bin dolar kazanırken ben "Neden gitmedim ki?" diye düşünmeye...
Çile bülbülüüüüüm çileeeeee.....:)

0 Bidilar:

Yorum Gönder

<< Home