Benim Hikayem

Hiç tanımadığınız birine dair içinizde uyanan o tuhaf merakın son noktasındasınız...

Salı, Şubat 14, 2006

Programcıyım, programcısın, programcı...

Yine program projeleri peşindeyim. İnsanoğlu hayal kurmaktan bir türlü vazgeçmiyor. Son 1.5 yılda öyle çok uumtlandım, öyle çok hayalkırıklığına uğradım, öyle çok düşüp öyle çok yeniden ayağa kalktım ki... "Bir daha olsa ne olur ki" demeden edemiyorum. Dün Tekirimle oturduk, kamerayı şöyle koyarız, anonsu böyle çekeriz diye bir yandan kafaları çektik bir yandan da hayallere daldık. Şu kafamdaki binlerce şeyi hayata geçirmeden medya kariyerime son vermeyeyim dedim ama bu yaptığım işi de daha fazla yapamayacak kadar sıkıldığım için başka tekliflere sıcak bakar hale geldim. Bu da bizim ülkede bizim kuşağın sorunu sanırım. Birşeyler için geç olmadan kariyer hedefini belirlemen ve öyle ilerlemen gerekiyor. Zira "ben sevdiğim işi yapacağım" demenin bedeli ağır olabiliyor. Yani haftanın 6 günü sürekli bir bültene birşey yetiştirmek için çalışmak istemiyorsam biran önce birşeyler yapmalıyım. Ama okuduğum bölüm bütün bunlarla ilgili. Böyle sözel, yazısal şeyler işte...Kalkıp "hadi ben kafama göre halkla ilişkilere geçeyim" diyemezsin. Hal böyle olunca insanı, özellikle de kaygılarla kürek çeken "ben"i bir telaş alıyor. "Hemen karar vermeliyim. Hemen harekete geçmeliyim. Yazdan sonra da programa dair bir gelişme yoksa medyadan çekip gitmeliyim" vs vs... Yine aklımdan aynı şey geçiyor: "Yukardan bir ışık huzmesi yayılsa şöyle evrenime de bana "şu daha doğru, şunu yap a be kızım" dese... Dese de ben de kendim karar verip kendi hatalarımın sonuçlarına katlanmak zorunda kalmasam:) Di mi ama:)

0 Bidilar:

Yorum Gönder

<< Home