Benim Hikayem

Hiç tanımadığınız birine dair içinizde uyanan o tuhaf merakın son noktasındasınız...

Cuma, Şubat 01, 2008

Ben... Yine aynı yerdeyim...

İyi miyim?
Değilim tabii...
Oysa o hep kaçmak istediğim yerden kaçtım...
Yeni bir yerde, yine aynı acının içindeyim...
Ya diğer "gerçek" acılar? Kanser, sevdiğin birini kaybetmek, seni seven birisini bulamama, onu aramak???
Bu da onlar kadar acı, onlar kadar gerçek benim için!
İçimi söken, yarına baktığımda hiçbir şey göremeyecek kadar toprağa çeken beni...
Bugün sevgilimin doğum günü... Bense ona bir ufuk umut dolu kelime söyleyemedim bugün... Bulamadım. İçimi yokladım... Kulaklarımı tüm o "dış seslere" kapamaya çalıştım... Yapamadım... Kendi sesimi, içimdeki asıl beni bulamadım... Yalnız kalamadım... Kalamayacağım da...
Bugün neyse artık yarın da o olacak. Görevim kadar nefesi alabilmek, bunu yaparken de her gün değişik acılar içinde kıvranmak için yaşayıp duracağım... Öldüğümde bile huzur bulamayacağımı bile bile yine de ikinci bir şans dileyeceğim hayattan...
İkinci bir şans: Ölüm???
Yaşam da ölüm de o kadar aynı ki artık... İkisi de umurumda değil... İkisini de istemeyecek kadar tükendi beklentilerim... İkisinde de "daha huzurlu" olamayacağımı bilerek takılıp, asılıp kalıyorum bulunduğum yere... Kendimden tiksinerek, başka hiçbir şeyden değil... Sadece kendimden!
Sahip olduğum sınırlı sayıdaki güzel şeye rağmen, bu acının artık beni hiçbir "dört duvarın" arasında yalnız bırakmayacağını, ruhumu sıka sıka intikamını alacağını biliyorum...
Mutlu olabileceğimi mi düşünmüştüm ki? Buna kendimi ne cüretle inandırmıştım ki? Ne sanıyordum ki? 3-5 günlük mutluluğu bile bana fazla gören bu "yazgının" içinde... Ben? Hangi akla hizmet?
İyi miyim?
Eskisinden bile kötüyüm aslında...
Demek ki...........................................

Etiketler: , , , , ,

0 Bidilar:

Yorum Gönder

<< Home